Bu Blogda Ara

4 Mart 2014 Salı

İyi cv iyi iş getirir

Bir role aday olduğunuzda sizi temsil eden CV’nizin ilgili okuyucunun dikkatini çekmek için 15-20 saniyesi vardır. Bu sürede dikkat çekmeyi başaramayan bir CV’nin reddedilen adaylar arasında yer alması kaçınılmaz. Bu yüzden CV’nizin kolay okunabilir olması çok önemli. İşte size en üst düzeyde dikkat çekebilmesi için CV’nizi hazırlarken dikkat etmeniz gereken 10 ipucu:

1. Basit bir yazı tipi (font) kullanın. Okunması en kolay yazı tipleri Times New Roman ve Arial’dır. Bu iki font aynı zamanda iş dünyasının genelinde en çok kullanılan, tercih edilen fontlar. Dolayısıyla gözler Times New Roman ve Arial’a daha aşina. Şahsen ben Arial’ı her zaman tercih ederim :-)

2. Küçük puntodan kaçının. CV’nizdeki hiçbir yazı 11 puntodan daha küçük olmamalı. Küçük punto ile yazılmış CV’ler okuması en zor CV’lerdir. CV’nizi değerlendiren kişi, CV’nizi okumaya çalışırken şaşı kalma tehlikesi geçiriyorsa, bu kişinin CV’nizin önemli bölümlerini es geçme ihtimali çok yüksektir.

3. Kısa paragraflarla yol almayı tercih edin. 3 ya da 4 satırdan daha uzun paragraflarda okuyucunun ilgisini kaybetme riskiniz çok fazladır. 3 Satırı aşmayan paragraflar kullanarak, kısa ve net ifadalerle çarpıcı bilgileri dile getirmek her zaman daha iyidir.

4. Paragraflarınız, bullet’larınız (maddeleriniz) arasında mutlaka birer satır boşluk bırakın. Bu boşluklar hem beyaz alan yaratarak gözün daha az yorulmasını sağlar hem de odaklanmayı kolaylaştırır.

5. Bir sayfaya çok fazla şeyi sığdırmaya çalışmayın. Aşırı yoğun, sıkışık CV sayfalar kimseyi CV’nizi dikkatle okuma yönünde motive etmez. Asla CV’nizi belli bir uzunlukta tutmak için okunabilirliği feda etmeyin.

6. Kısa ve net cümleler kurun. CV’nizde bilgi fazlalığını, yoğunluğu engellemenin yollarından biri budur. Gereksiz ve fazla ifadelerden ne kadar kaçınırsanız önemli ve çarpıcı bilgileriniz o kadar ön plana çıkar.

7. Bullet’larınız (maddeleriniz) iki satırdan fazla olmamalı. İki satırdan daha uzun bullet’lar kullanıyorsanız muhtemelen gereğinden fazla bilgi veriyorsunuz. Cümlelerinizi gözden geçirin.

8. Bold (kalın yazı tipi) ile yazılmış kelimeler kullanmaktan çekinmeyin. Görsel olarak okuyucunun dikkatini önemli noktalara çekmenin en iyi yolu budur. Sayısal verilerin ve becerilerinizin farkedilmesini kolaylaştırmada bold kelimeler size yardımcı olacaktır.

9. CV’nizdeki farklı bölümleri çizgiler kullanarak birbirinden ayırın. Okuyucularınızın gözlerini rahatlatmanın bir yolu da budur. Basit çizgiler CV’nizdeki farklı bilgilerin arasında sınırlar oluşturur; çizgilerle her bir bölüm daha rahat okunur ve anlaşılır hale gelir.

10. Birden fazla font kullanımı, farklı bullet tipleri, birbiriyle tutarsız satır araları, değişik çizgi kalınlıkları, CV’nizdeki göze hoş gelmeyen farklılıklar okuyucunuzun odaklanmasını engeller. CV’nizin bölümleri birbirleriyle görünüm olarak tutarlı olmalıdır.

Arkadaşlarınız, yakınlarınız arasında küçük bir araştırma yaparsanız birçok CV formatıyla karşılaşabilirsiniz. Bir çok insan kendi kullandığı formatın en iyisi olduğunu düşünür. Aslında formattan daha önemli olan şey okunabilirliktir. CV’niz kolay okunabiliyorsa, değerlendiren kişi dikkatini kaybetmeden, aradığı bilgileri kolayca bulabiliyorsa sizin için her format iyi formattır.
Bu 10 noktaya dikkata ederek hazırlanan CV’ler işe alım profesyonelleri ve işe alır konumda olan şirket yöneticileri için okunabilirlik açısından daha ilginç CV’ler olacaktır. Kolay okunan CV’lerin daha iyi değerlendirilme, dolayısıyla daha fazla mülakat daveti alma şansı olur. CV’nizin okunabilirliğini iyileştirerek işe girme ya da daha iyi rollere transfer olma şansınızı artırabilirsiniz.

Kaynak : http://1insaat.biz/
 

2 Mart 2014 Pazar

Mutlu etmek mutlu eder !





İki hasta adam aynı hastane odasında kalıyordu.

Hastalardan birine akciğerlerindeki sıvının akması için öğleden sonraları bir saatliğine dik durmasına izin verilmişti.

Onun yatağı odadaki tek pencerenin yanındaydı.

Diğer hasta ise tüm gününü yatağında uzanarak geçirmek zorundaydı.

Birbirleriyle saatlerce konuşurlardı; eşlerinden, ailelerinden, askerlik anılarından, gittikleri tatil yerlerinden…

Pencerenin yanındaki hasta her öğleden sonra yatağında doğrulduğunda zamanını pencerenin dışındaki gördüğü her şeyi oda arkadaşına anlatarak geçiriyordu.

Diğer yataktaki adam ise bir saatlik bu dilimde dış dünyadaki tüm yaşantılarla ve renklerle kendi hayatını genişletiyor ve canlandırıyordu.

Pencere güzel bir gölün yanındaki parka bakıyordu. Gölde çocuklar oyuncak gemilerini yüzdürürken ördekler ve kuğular da suyun üzerinde oynuyordu. Genç âşıklar her renkten çiçeklerin arasında kol kola yürüyorlardı ve şehrin silueti uzakta görülebiliyordu.

Pencerenin yanındaki adam bunları en ince ayrıntısıyla anlatırken, diğer taraftaki adam gözlerini kapatıp bu hoş manzarayı hayal ediyordu.

Sıcak bir öğle sonrası, pencerenin yanındaki adam ilerleyen bir bando takımından bahsetti.

Diğeri bandoyu duymamasına rağmen pencerenin yanındakinin açıklayıcı kelimelerinin yardımıyla sesleri zihninde canlandırdı.

Günler, haftalar, aylar geçti. Bir sabah hemşire hastaların odasına banyo suyu getirdiğinde pencerenin yanındaki hastanın ölü bedenini buldu – sessizce ölmüştü.

Hemşire üzüldü ve ölü bedeni alması için hastane görevlilerini çağırdı.

Makul gördüğü en kısa zamanda diğer hasta pencerenin yanına taşınmak istediğini belirtti. Hemşire bu bu isteği mutlulukla yerine getirdi ve hastanın rahat ettiğinden emin olduktan sonra odadan ayrıldı.

Hasta, yavaşça ve acı çekerek dışarıdaki gerçek dünyaya bakmak için kendini dirseğiyle destekleyerek doğruldu. Yatağın yanından pencereye dönmeye çabaladı.

Onu boş bir duvar karşıladı.

Hemşireyi çağırıp ona pencerenin dışındaki öylesine harika şeylerden bahseden merhum oda arkadaşın neden böyle bir şeye gerek duyduğunu sordu.

Hemşire merhumun kör olduğunu, duvarı bile göremediğini söyledi,
ve “Belki de sadece seni cesaretlendirmek istemiştir” dedi.

***

Son söz:
Başkalarını mutlu etmenin muazzam bir mutluluğu vardır, kendi halimize rağmen.

Kederi paylaşmak yükünü hafifletir, ama paylaşılan mutluluk ikiye katlanır.

Eğer zengin hissetmek istiyorsan paranın satın alamadığı, senin sahip olduğun her şeyi gözünün önüne getir.

‘Bugün bir hediyedir, bu yüzden ona Allahın lütfü denir.’